11 Temmuz 2014 Cuma

İlk Motosiklet Kazası

Hayatımda hiç kaza yapmamıştım. Geçen gün ilk kez bir kaza geçirdim. İlk olunca yazmak istiyor insan. Ne demekse şimdi bu cümle? Neyse boş verip olayımıza dönelim. Efenim, geçen gün kendi yolumda sakin sakin ilerlerken sağ tarafımdaki tali yoldan bir pizzacı motoruyla önüme çıkıverdi. Eleman beni görünce frenlere asıldı ve haliyle motoru kaydı, kendi bir yere motoru tam benim önüme. Öyle bir andı ki fren yapamadım, yanından da geçemedim. Ee Tenere var altımda namı değer Arsız adı, üstünden geçeyim dedim. Önümde yatan motorun üzerinden atlayıverdik. Atlama sırasında Arsız'ın altından KÜT diye bir ses geldi. Haliyle vurdum tabi altımdaki motora. Velhasıl kelam ben düşmeden durdum, indim aşağı. Elemanın yanına koştum. Hiç bir şey yok, ufak tefek sıyrıklar, önemli değil yani, zaten bende de bir şey yok. Amma elemanın motoru pert. Neredeyse ikiye bölmüşüm. Baktım eleman normal, Arsız'ın yanına koştum. Eğildim altına. Gelelim bu maceranın ana fikrine. Koruma demiri ve kartel koruma candır. İyi ki vermişim o kadar parayı bunlara. Hiç bir şey yoktu Arsız’da. Madem görevlerini başarıyla yerine getirmiş bu iki eleman isimlerini de söyliyeyim. Givi kartel koruma ve Hepco Becker Motor koruma. Hepco Becker motor koruma aynı zamanda karteli de koruyor hafiften.


Bir de nasihat verip maceranın sonuna gelelim. Eleman kask takıyordu ancak kaskı bağlamamıştı. Her şey gözümün önünde olduğundan net bir şekilde gördüm olanları. Eleman düşer düşmez kafasını yere vurdu. Kaskı bağlı olmadığından kask yere vurur vurmaz elemanın başından fırladı gitti. Ama eleman ikinci kez vurmadı kafasını, vursaydı neler olurdu kimbilir. Siz siz olun kaskınızı bağlayın.


Bu arada daha önce Arsız’la bir motorun üzerinden atlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Psikolojik bir şey sanırım, demek istediğim kendimi çarpıp düşmeye değil de üzerinden atlamaya şartladım. Ama yine de şansım yaver gitti. Sonuçta düşmedim. Hatta çevredeki izleyicilerin bazıları alkış bile tuttuJ

Çarptığım elemanın motoru neredeyse ikiye bölünmek üzereydi. Motorunu topladık, kaldırdık falan. Eleman dediki, “abi iyi oldu aslında, zaten dökülüyodu, bu vesileyle yenilerim artık”.

Aslına bakarsanız ne kartel koruma ne de motor koruma değil, sevgili arkadaşım Ayten’in Arsız için yaptığı nazar boncuğu beni korumuş olabilirJ


Bırakalım bunları bir kenara da, elin adamı çöl geçelim, dağ bayır gezelim diye Tenere’yi yapsın, koruma aparatları üretsin, sen gel şehrin göbeğinde scotterin üzerinden atla. Tenere ismi bile karizmatik. Bakın ne demek:

“Sahara çölünde ıssız ve büyük Kum tepelerinden oluşan bir yer varmış. Bu yer gezegendeki diğer her şeyden en uzak ve en unutulmuş yer olduğundan adı "Hiçlik Ülkesi" imiş. Çöl insanları Türkçe'de Hiçlik ülkesi anlamına gelen bu yere TENERE diyorlarmış.


Ne diyelim Dünyanın bin türlü hali var işte…

2 yorum:

  1. Hacım onunla geçmiş olsun. Tenerelere git sen onla ne işin var şehir içinde :)

    YanıtlaSil